Featured post

e-Devlet Nedir, Ne İşe Yarar?

e-Devlet, kamu yönetiminde bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımıdır. e-Devlet kavramının idari boyutu kamu kurum ve kuruluşları ve ye...

Enescik

Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret ettikten sonra ailesi, Hz. Enes’i Peygamberimize yardım etsin diye yanına getirmiş. Peygamber Efendimiz Enes’i çok sevmiş. Enes de her şeyden ve herkesten çok Peygamberimizi severmiş. Peygamberimiz, küçük Enes’e sevgisinden dolayı onu Enescik diye çağırırmış. Küçük Enes her gün Peygamber Efendimizin yanına gelir, ona hem yardımcı olur hem de bir şeyler öğrenirmiş. Akşam olunca da evine dönermiş. On yıl kadar Hz. Enes, Peygamberimizin yanında kalmış. Bu on yılda Hz. Enes’in Peygamberimizle ne çok hatırası olmuştur, tahmin edebiliyor musunuz? Bu tatlı hatıralardan birine beraber bakalım mı?

Bir gün Sevgili Peygamberimiz, Hz. Enes’ten bir iş için bir yere gitmesini ister. Hz. Enes yolda giderken arkadaşlarının oyun oynadığını görünce, onları izlemeye dalar. Kendini oyuna kaptırınca da Peygamberimizin ona verdiği görevi unutur. Bir süre oynadıktan sonra kendisine arkasından bir elin hafifçe dokunduğunu fark eder. Arkasına bakınca Peygamberimizi görmesin mi? Verdiği görevi hatırlayıp Peygamberimizin kızacağını sanır. Fakat Sevgili Peygamberimiz yüzünde tebessüm ile “Yavrucuğum haydi söylediğim yere git bakalım.” diye tekrar seslenir. Hz. Enes de “Tamam gidiyorum ya Rasulallah!” diyerek yola koyulur.

İşte böyle. Peygamberimiz on yıl boyunca ona hiç kızmamış, sesini bile yükseltmemiş. Hz. Enes zeki ve akıllı bir çocuk olduğundan, Peygamberimizin (s.a.s.) nasıl yaşadığını ve davranışlarını çok iyi gözlemlemiş. Hayatını tıpkı onun gibi sürdürmüş. Bu yüzden namaz kılış şekli Peygamber Efendimize en çok benzeyen Hz. Enes olmuştur. 

Hz. Enes’in aynı zamanda en çok hadis rivayet eden sahabilerden biri olduğunu biliyor muydunuz? Yani Peygamber Efendimizin sözlerini bize kadar aktarmış, ulaştırmıştır. 


 Diyanet Çocuk Dergisi, Ekim 2020, 6. s.

Öğrenmek İstersen

Sevgili Günlük,

Yedi yaşımdan beri namaz kılmayı öğrenmeye çalışıyorum. Ama bazen kafam karışıyor, hatalar yapıyorum. Annem ya da babamla namaz kılarken sıkıntı yok. Onlara bakıp tekrar ediyorum yaptıklarını. Ama yalnız kılarken şaşırıyorum. Düşündüm taşındım, ölçtüm biçtim, bu sorunu çözmek için kendimce bir yöntem buldum. Araştırmacı, gazeteci, yazar kimliğimi bir kez daha ortaya koymanın zamanı geldi. Bana lazım olan malzemeler: Bir adet not defteri ve bir adet kalem. Vee gözlem yapmak için namaz kılan bir yetişkin. Bir hafta boyunca namaz kılanları takip edip neler yaptıklarını not edeceğim. Kulaklarımı kabartıp hangi sureleri, duaları okuduklarını da...  

Planlarımı hayata geçirmenin vakti geldi. Birinci gün namaz kılarken annemi ve babamı iyice gözlemledim. Notlarımı aldım. Onlara sormam gereken şeyler vardı. 

Sonraki gün babam namaza gelmeden önce hazırlandım. Abdestimi aldım. Seccademde onu beklemeye başladım. Babam gelince ona namazın kılınışı ile ilgili bazı sorularımın olduğunu söyledim. O da sevinerek “Tabii, sor. Senin gibi öğrenmeye meraklı birini anımsattın bana. Bir sahabiyi... Namazımızı bitirince sana bu sahabiyi anlatayım.” dedi. Sorularımı cevapladıktan sonra babamın yanında namaza durdum. Namazımızı kıldıktan sonra babam anlatmaya başladı.

Abdullah bin Abbas’mış bahsettiği sahabi... Peygamberimizin amcasının oğluymuş. Doğduğunda Peygamberimiz ona dua etmiş. Hz. Peygamber’in hareketlerini öğrenmeye çalışırmış sürekli. Bu yüzden sık sık yanına gider, onu izlermiş. On yaşındayken, “Ben Rasulullah’ın namazına iyice bakacağım.” demiş kendi kendine. 

Evlerinde kaldığı bir gün planladığı gibi Peygamberimizi izleyip, öğrenmeye çalışmış yaptıklarını. Peygamberimiz abdest alıp namaz kılmaya başlamış. Hz. Abdullah da hemen kalkıp onun yaptıklarını tekrar ettikten sonra, onun yanında namaza durmuş. Peygamberimizi çok severmiş. Peygamberimiz de İbn Abbas’ı çok sever, onunla sohbet eder, ona dua edermiş.

Abdullah bin Abbas gibi Peygamberimizin evinde misafir olup onunla sohbet etmeyi, ondan bir şeyler öğrenmeyi kim istemez ki? Evet, benim öyle bir imkânım yok. Ama olsun, pek çok kitap var Peygamberimizi anlatan. Yeter ki biraz araştırma isteği olsun insanın içinde. Öğrenmek isteyen elbet bir yolunu bulur.

Kaynak: Diyanet Çocuk Dergisi, Ekim 2020, 2. s.


İnsan hayatının tüm renklerini bir araya getirmeyi amaçlayan Hayata Dokunmalı, sizler için en güzel ve yararlı içerikler sunuyor. Siz de bize içerik önerebilir, hatta site yazarı olabilirsiniz. Bunun için bizimle iletişime geçmeniz yeterlidir.